Galatasaray’ın başarılı Brezilyalı orta saha oyuncusu Gabriel Sara, ESPN Brezilya’ya verdiği özel röportajda kariyerinden Galatasaray’a transferine, milli takım hayalinden İstanbul’daki yaşamına kadar birçok konuda samimi açıklamalarda bulundu.
Sara, Avrupa’da futbolunun özellikle defansif yönünün çok geliştiğini belirtti. Galatasaray’da biraz daha ofansif bir pozisyonda görev aldığını, İngiltere’de ise daha geriye çekilerek bir orta saha oyuncusu gibi oynadığını ifade etti. Fiziksel olarak kas kütlesi kazandığını ve fiziksel oyununun yanı sıra psikolojik oyununun da çok geliştiğini düşündüğünü dile getirdi.
“AILEMIN YENI BIR HAYAT UMUDUYDUM”
Brezilya’daki birçok futbolcu gibi ailesinin yeni bir yaşam umudu olduğunu söyleyen Sara, üzerinde sürekli “Bunu başarmalıyım” baskısı hissettiğini belirtti. Futbol kariyerinde ikinci veya üçüncü liglere kiralanan bir oyuncu olmak istemediğini ve işlerin yolunda gitmemesi durumunda yaşanacak sıkıntıları düşündüğünü aktardı.
GALATASARAY TERCIHI: ŞAMPIYONLAR LIGI VE BÜYÜK İLGI
Galatasaray’a transfer sürecine ilişkin konuşan 26 yaşındaki oyuncu, eşinin hamile olduğu dönemde Türkiye’ye gelmek konusunda başta tereddüt ettiğini dile getirdi: “Galatasaray beni transfer etmek için en çok çaba gösteren takımdı. Premier Lig’den de bazı teklifler aldım fakat bence hiçbiri Galatasaray’ın gösterdiği ilgiyi göstermedi. İlk başta Türkiye’ye gitmek istemiyordum… fakat Şampiyonlar Ligi veya Avrupa Ligi’nde oynama fırsatı daha ağır bastı. Premier Lig’de oynama fırsatım olmasaydı onun kadar iyi bir ligde oynamak isterdim. Büyük kulüplerin olduğu rekabetçi bir ligde farklı şeyler deneyimlemek isterdim. Sanırım bu yüzden Galatasaray’ı seçtim ve dürüst olmak gerekirse bu harika bir seçimdi.”
İSTANBUL’DAKI YAŞAM VE TANINMA SORUNLARI
İstanbul’da zaman zaman kılık değiştirerek dolaşmak zorunda kaldığını anlatan Sara, “Futbolcu olduğum için sokakta insanlar bana ücretsiz şeyler verdi. Kendimi gizlemek zorunda kaldığım anlar oldu çünkü tarihi bir şehirdeyiz. Ben turistik yerleri, bazı şeyleri görmeyi seviyorum fakat eşimle öyle gidemeyiz. Sonra bir an geldi ki şapka, gözlük takmak zorunda kaldım” ifadeleriyle kentteki popülaritesini paylaştı.
MILLI TAKIM HAYALI VE ALEX HAYRANLIĞI
Sarı-kırmızılı ekibe transfer olurken Brezilya Milli Takımı hayalini de göz önünde bulundurduğunu belirten Gabriel Sara, “En önemlisi Brezilya Milli Takımı. O kadar ki Galatasaray’a transferim Brezilya Milli Takımı’nı düşünerek oldu. Sanırım sahada attığım her adımda sarı Brezilya formasını hayal ediyorum” dedi.
Fenerbahçe’nin efsanevi ismi Alex de Souza’ya olan hayranlığını da dile getiren Sara, Alex’le ilk karşılaşmasını ve hislerini şöyle anlattı: “Alex’in her zaman büyük bir hayranıydım ve biz onlara karşı oynadık. O Antalya’da çalışıyordu. Soyunma odasında selamlaştık ve ben maça odaklanmıştım, ta ki onu görene kadar. Onu gördüğümde kalbim küt küt attı. Onu selamladım, ne diyeceğimi bilemedim çünkü o diğer tarafın temsilcisi. O an midemde bir ürperti hissettim. Dostum bu Alex. Sonra Instagram’da birbirimizi takip ettik. Hatta bana mesaj bile attı, biraz sohbet ettik. Sanırım şimdi biraz daha sakinim fakat o an gerçeküstüydü.”
Efsanevi Fransız futbolcu Zinedine Zidane’ın ise izlemesi en keyifli isimlerden biri olduğunu belirten Sara, “Her zaman hayranı olduğum bir adam vardı, o da Zidane’dı. Saha içindeki davranışları, topu iki ayağıyla her iki tarafa da sürmesi… İnanılmaz bir zarafet, topu kontrolü gerçeküstüydü, top asla ayağından kaçmazdı. Yani onu izlemeyi seviyordum. Zarif ve izlemesi keyifli bir futbolcu söylemek gerekirse Zidane olurdu” sözlerini kullandı.
Son olarak, “Karşılaştığın en sinir bozucu yandaş grubu hangisi?” sorusuna ise “Fenerbahçe” yanıtını vermesi, taraftarlar arasında tebessümle karşılandı.
